Daha,
Sorulur mu hiç kader, daha
Biçtiğin yarın nedir, merakla beklerim...

Kader denen kavram benim için zaman zaman var, zaman zaman yok. Hayallerimin ardında, tamamen elimdeki imkanlarla isteklerimi, arzularmı kovaladığımda yok, tanrıya sığınma gereğini daha çok hissettiğim zamanlarda ise var. Bu çelişkinin ardında, tamamiyle kendim çizmek istediğim yarınım ve geleceğimin ellerimde olmasını istememin gerçeği yatıyor.

Biraz kader, biraz insanların kendi ellerinde olan imkanlar ama ben yine bir miktarda yarının bana ne çizeceğini merak ta etmiyor değilim.


Daha,
Yorulur muyum sanıyorsun
Geçtiğim üç beş aşk ile biraz acı.

Kabul edeli daha iki yıl olmadı. İlk önce kendimin inanmamın ardından, çevremdekilerin ve belkide gönül vbağı kurduğum ve ya kurmak istediğim insanların bana yaptıklarıyla ben yıkılmadım. Çoğu zaman bu kale derinden sarsıldı. Değer veripte karşılığını göremediğim, ardından umarsızca çekip giden insanların ardından kalan bir enkaz halina döndüm. Ama asla yorulmadım ve yıkılmadım.


Daha,
Çok olmalı
Yok olmalı
Yeter mi bu acı, ah bu acı ...

Büyüyebilmek, acılar karşısında olgunlaşabilmek ve hayatın bana sunduğu süprizler konusunda endişe yaşamadan direnebilmek için çok yakın dostlarımın söylemlerini kulağıma koyarak bu acıları çekeceğimi zaten tahmin ediyordum. Tutunabilmek için, mutlu olabilmek için, yüzümün gülmesi için daha çok acı çekmem gerekiyor. Hemde çok.

Daha,

Yetmiyorsun, yetmiyor, daha
Yenik düşer diye, bekleme boş yere.

Elimdeki imkanlarım, belkide kaderin bana çizdiği yolda, ondan farklı yönlere sapmamı bile yazarak bir takım birşeylere yetmiyor olabilir. Ama paylaşmak, mutlu olmak ve reel bir kişi ile kendimi hırpalamak adına zatenyenik düşmedim. Düşmem. Ben bir birey olarak gayet güçlü hisleri ve duyguları olan bir erkeğim.

Zaman zaman, kendimi bu direncimi yıkılmış, hiç olmayacak bir durumda düşündüğümde oluyor. Tek yapabildiğim ise kendimin o haline gülmek ve gizlice ağlamak.


Daha,
Vazgeçer miyim sanıyorsun
Geçtiğim harabeler hala ayaktalar
Daha,
Çok olmalı
Yok olmalı
Yeter mi bu acı, ah bu acı

Geçtiklerimde ayaktalar, bende. Aramızdaki tek fark,acıyı ben çektim, belki de farkında olmadan onlarda çektiler ama hissettirmediler. Kendimi dinleyen ve yolunda gitmeyen şeyleri toparlayan ben oldum. İnsanlar sadece aciz birer hayat ayrıntısı olarak geçmişteki yerlerini birer deneyim sıfatı altında aldılar.

0 yorum:

  © Blogger templates Newspaper III by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP