Özledim / Sitem

Dönüş yok sevgilim
Gittiğin gün benim
Kıyametim oldu
Sonsuz bir boşluk içim

Sıcak bir Haziran gününün bunalımı içinde bana ancak verebildiğin değer sayesinde senden vazgeçeli tamı tamına 2 sene oldu... Dönüşünün olmadığına karar verdiğim, artık hayatımın bir noktasında canıma tak ettiği yerde bitti.

Ama o gün ve sonrasındaki bir süre benim için bir ilkin bitmesinin ardındaki kıyamet gibi bir şeydi. İçimi sonsuz bir boşluk kaplamış, senden sonra hayatıma girmesi muhtemel ve kesin olan bir takım kimselere yönelik bir kapanış sözkonusu olmuştu.

Hayatımda benim açımdan var olan tatlı bir kararsızlık evresinde, fikirlerim ve düşüncelerim ile isteklerim çakışmaya başlamıştı.

Dönüş yok sevgilim
Ardından ben gittim
Artık soğuk nefesin
Hissetmiyor ellerim

İlk başlarda hiç bir şekilde dönüşün söz konusu olmadığı fikri benim beynimi kemiren yegane unsur oldu. Adaçayının kokusu, hissi, sabahları içilen sebze çorbası ve deniz keyfi artık olmayacaktı.

Ardından yavaş yavaş bende gitmeye başladım. Üzüntümü içime gömüp, normal bir hayat çerçevesinde yeni yaşam tarzım, yeni insanlari farklı düşünceler ile yeniden hayat bulmaya, ve ne yazıkki mahvolan hayatımı toparlamaya başladım. Hüngür hüngür yağan yağmurun altında, usul usul ağlayıp yaralarımı sardım. Hiç bir sıcak nefesi hissedemediğim, ellerimin soğuktan tutmadığı günler oldu ama atlattım.

Sana karşı duyduğum bir sitem ve hüzün bulutu çerçevesinde kederli günleri bir bir atlattım. Çok büyük keder taşıdım. Günlerce hiç birşey yapmdan öylece dolaştım.

Ama sen benim aklımdan hiç çıkmadın...

Read more...

Daha,
Sorulur mu hiç kader, daha
Biçtiğin yarın nedir, merakla beklerim...

Kader denen kavram benim için zaman zaman var, zaman zaman yok. Hayallerimin ardında, tamamen elimdeki imkanlarla isteklerimi, arzularmı kovaladığımda yok, tanrıya sığınma gereğini daha çok hissettiğim zamanlarda ise var. Bu çelişkinin ardında, tamamiyle kendim çizmek istediğim yarınım ve geleceğimin ellerimde olmasını istememin gerçeği yatıyor.

Biraz kader, biraz insanların kendi ellerinde olan imkanlar ama ben yine bir miktarda yarının bana ne çizeceğini merak ta etmiyor değilim.


Daha,
Yorulur muyum sanıyorsun
Geçtiğim üç beş aşk ile biraz acı.

Kabul edeli daha iki yıl olmadı. İlk önce kendimin inanmamın ardından, çevremdekilerin ve belkide gönül vbağı kurduğum ve ya kurmak istediğim insanların bana yaptıklarıyla ben yıkılmadım. Çoğu zaman bu kale derinden sarsıldı. Değer veripte karşılığını göremediğim, ardından umarsızca çekip giden insanların ardından kalan bir enkaz halina döndüm. Ama asla yorulmadım ve yıkılmadım.


Daha,
Çok olmalı
Yok olmalı
Yeter mi bu acı, ah bu acı ...

Büyüyebilmek, acılar karşısında olgunlaşabilmek ve hayatın bana sunduğu süprizler konusunda endişe yaşamadan direnebilmek için çok yakın dostlarımın söylemlerini kulağıma koyarak bu acıları çekeceğimi zaten tahmin ediyordum. Tutunabilmek için, mutlu olabilmek için, yüzümün gülmesi için daha çok acı çekmem gerekiyor. Hemde çok.

Daha,

Yetmiyorsun, yetmiyor, daha
Yenik düşer diye, bekleme boş yere.

Elimdeki imkanlarım, belkide kaderin bana çizdiği yolda, ondan farklı yönlere sapmamı bile yazarak bir takım birşeylere yetmiyor olabilir. Ama paylaşmak, mutlu olmak ve reel bir kişi ile kendimi hırpalamak adına zatenyenik düşmedim. Düşmem. Ben bir birey olarak gayet güçlü hisleri ve duyguları olan bir erkeğim.

Zaman zaman, kendimi bu direncimi yıkılmış, hiç olmayacak bir durumda düşündüğümde oluyor. Tek yapabildiğim ise kendimin o haline gülmek ve gizlice ağlamak.


Daha,
Vazgeçer miyim sanıyorsun
Geçtiğim harabeler hala ayaktalar
Daha,
Çok olmalı
Yok olmalı
Yeter mi bu acı, ah bu acı

Geçtiklerimde ayaktalar, bende. Aramızdaki tek fark,acıyı ben çektim, belki de farkında olmadan onlarda çektiler ama hissettirmediler. Kendimi dinleyen ve yolunda gitmeyen şeyleri toparlayan ben oldum. İnsanlar sadece aciz birer hayat ayrıntısı olarak geçmişteki yerlerini birer deneyim sıfatı altında aldılar.

Read more...

Daha?

Daha,
Sorulur mu hiç kader, daha
Biçtiğin yarın nedir, merakla beklerim...

Kader denen kavram benim için zaman zaman var, zaman zaman yok. Hayallerimin ardında, tamamen elimdeki imkanlarla isteklerimi, arzularmı kovaladığımda yok, tanrıya sığınma gereğini daha çok hissettiğim zamanlarda ise var. Bu çelişkinin ardında, tamamiyle kendim çizmek istediğim yarınım ve geleceğimin ellerimde olmasını istememin gerçeği yatıyor.

Biraz kader, biraz insanların kendi ellerinde olan imkanlar ama ben yine bir miktarda yarının bana ne çizeceğini merak ta etmiyor değilim.


Daha,
Yorulur muyum sanıyorsun
Geçtiğim üç beş aşk ile biraz acı.

Kabul edeli daha iki yıl olmadı. İlk önce kendimin inanmamın ardından, çevremdekilerin ve belkide gönül vbağı kurduğum ve ya kurmak istediğim insanların bana yaptıklarıyla ben yıkılmadım. Çoğu zaman bu kale derinden sarsıldı. Değer veripte karşılığını göremediğim, ardından umarsızca çekip giden insanların ardından kalan bir enkaz halina döndüm. Ama asla yorulmadım ve yıkılmadım.


Daha,
Çok olmalı
Yok olmalı
Yeter mi bu acı, ah bu acı ...

Büyüyebilmek, acılar karşısında olgunlaşabilmek ve hayatın bana sunduğu süprizler konusunda endişe yaşamadan direnebilmek için çok yakın dostlarımın söylemlerini kulağıma koyarak bu acıları çekeceğimi zaten tahmin ediyordum. Tutunabilmek için, mutlu olabilmek için, yüzümün gülmesi için daha çok acı çekmem gerekiyor. Hemde çok.

Daha,

Yetmiyorsun, yetmiyor, daha
Yenik düşer diye, bekleme boş yere.

Elimdeki imkanlarım, belkide kaderin bana çizdiği yolda, ondan farklı yönlere sapmamı bile yazarak bir takım birşeylere yetmiyor olabilir. Ama paylaşmak, mutlu olmak ve reel bir kişi ile kendimi hırpalamak adına zatenyenik düşmedim. Düşmem. Ben bir birey olarak gayet güçlü hisleri ve duyguları olan bir erkeğim.

Zaman zaman, kendimi bu direncimi yıkılmış, hiç olmayacak bir durumda düşündüğümde oluyor. Tek yapabildiğim ise kendimin o haline gülmek ve gizlice ağlamak.


Daha,
Vazgeçer miyim sanıyorsun
Geçtiğim harabeler hala ayaktalar
Daha,
Çok olmalı
Yok olmalı
Yeter mi bu acı, ah bu acı

Geçtiklerimde ayaktalar, bende. Aramızdaki tek fark,acıyı ben çektim, belki de farkında olmadan onlarda çektiler ama hissettirmediler. Kendimi dinleyen ve yolunda gitmeyen şeyleri toparlayan ben oldum. İnsanlar sadece aciz birer hayat ayrıntısı olarak geçmişteki yerlerini birer deneyim sıfatı altında aldılar.

Read more...

Onlar Yanlış Biliyor

Puslu soğuk hava
Dökülen yapraklar
En sevdiğim mevsimdi
Sarı sonbahar
Artık değil

Yine bir heyecan gecesi imiş meğer. Kendi başıma yaşadığım bi heyecan arefesinde, "işte bu sefer oldu bea!" tarzında cümleler kurabileceğim bir temsil, bir sonbahar anısı, bir kışın kar yağöıkenki huzur ve içi kaplayan sevinçti.

Hıh, enkaza bir taş daha eklendi.

Dün hava benim için en güzel güneşli günden bile daha sıcakken bu gün artık sert ve soğuk bir sonbahar günü esiyor kalbimde. Daha dün yeşermeye başlayan yapraklarım bu gün aniden; tek seferde, sadece bir rüzgar darbesi ile yıkıldı, yok oldu. Yine kara toprağa düşmeye başladı... Sonbaharı severdim eskiden, artık sevmiyorum. Eskidendi, hemde çok eskiden.


Kalbimde hüzün
Aynada üzgün yüzüm
Beni tanıyanlar
Buna birisi sebep diyor
Susuyorum

Aslında halime sebep kendimden başkası değil. Her seferinde insanlara hakettiklerinden fazla verdiğim değer sayesinde, kendimden verdiklerimle kendimi yıpratıyorum. Beni tanıyanlar, ama yakın çevremden tanıyanlar; aynadaki üzgün yüzümün ardında bir başkasının sebebiyetle yatıığını düşünedursunlar. Ben aslında kimin suçlu olduğunu biliyorum. Tek sebebi yine benim,yine kendimim.


Yaptığım birçok şeyin
Hiçbir amacı yok
Fotoğraflar çekmecede
Anılarım direniyor
Arkadaşlar nefretle
Buna o sebep diyor
Bir ben gerçeği biliyorum ve
Gizlice ağlıyorum

Günüm bir çok şeyi yapmakla geçiyor. Çok sevdiğim web sayfası tasarımı işi, kitap okumak, ders çalışmak, müzik dinlemek, arkadaşlarla ve akrabalar ile sohbet etmenin yanında bir de bakıyorum ki yaşamak istediğim ilişkilerin dahi günüme dair hiç bir amacı yok. Bir çok insanı tanıma fırsatı buluyorum, hepsine kendimden elverdiğince bişeyler anlatmaya çalışıyorum ama yine de suçu bir başkasına atmaktan öteye geçer bir gerçek yok ellerinde; ki bilmiyorlar kendimden veriyorum hep.


Onlar yanlış biliyor
Kimsenin suçu değil bu
Onun suçu değil bu
Kader oyunu değil bu
Bu benim suçum

Hepsi benim suçum.

Hepsi benim suçum.

Hepsi benim suçum.

Hepsi benim suçum.

"İnsanlara hak ettiklerinden falza verdiğin her değer zerresi, kendi yaşamından çaldığın tavizlerdir."

Taviz vermeyi hiç düşünmezdim, verdiğimi de varsaymazdım. Ama veriyorum. İnsanları sevmek istiyorum, insanları seviyorum, kalbimin kapılarını aralamak istiyorum.

Yeltendiğimde onlar içeri kendi bahanelerine sıkı sıkıya sarılmış olarak giriyorlar ve istedikleri zamanda çıkıp gidiyorlar. Kadere inanmak ve ya inanmamanın ötesinde, hayata dair öğreneceğim çok şeyin olduğunu ve yolun daha çok başında olduğumu düşünüyorum.

Hepsi benim suçum.

Hepsi benim suçummmm.

Ama elbet, suçun bir başkasında olacağı günde gelip çatacak. O zaman ruhum rahata erecek.

Read more...

Kalbim bir pusula

Uzun zamandır kar yağdırdığım kalbimdeki buz tutmuş kütleyi, bu gün birisi eritmeye başlamayı başarabildi! Uzun süredir yazmadığım metini dün yazıyor olmamın verdiği tezatlık bir yana, kalbim bir pusula misali beni belkide izlemek istediğim yolda görütmeye devam ediyor...

kalbim bir pusula
sana döndü her fırsatta
eşi yok dünyada
bu zamanda bak bu sevda

Evet, belki ilk fırsatta olmasa da, tesadüfi olarak, kapılarını kapattığım kalbimin cılız bir tahta kıymığı köşesinden içeri girmeye ve o kapıları yeniden dünyaya açmaya çalıştın. Sana döndü benimde kalbim, daha önce heyecanını duymadığım bir tebessümle, samimyetin ve dürüstlüğün ile. Emin ol, daha önce hiç kimseye böyle bişey hissetmedim... Gelip geçenler oldu, sadece defalık, sadece ruhsuzda dokunmalar ve hissizce tek atımlık ziyan olan geleceğin belki iyi insanları...

kalbim bir pusula
sana döndü her fırsatta
aşk nerde ben orda
sen ister gül ister oyna

Sana aşık olmak istiyorum, sadece senin olmak, seninle bütün olmak! Hayır hayır; işin ucunda düşündüğün şey yok. Sadece destek olmak ve varlığımı hissetmeni istiyorum. Ben seninle var olup, seninle birlikte yaşlanmayı; yeri geldiğinde seninle ortak duyguları paylaşmak istiyorum. Sen ne dersen de, beni terketmediğin sürece ister gül, ister oyna, istersen dursun dünya...


sen bunu unutma
sakın aşkımla oynama
sakın şeytana uyma
canım kurban bak yoluna

Sende terkedip gitme beni; tıpkı hayatıma tek seferlik girenlerin artlarında bıraktıkları enkaza bir taş daha ekleme. Kar yağdırma kalbime; karartma beni güneşli bir günde kapkara bir mağaradan yayılan siyahlık gibi. Yeterki sende sev; yeterki sende iste. Bak o zaman herşey yolunda işte.

Read more...

Her Yerde Kar Var

her yerde kar var
kalbim senin bu gece
her yerde kar var
kalbim serin bu gece
belki gelirsin sen
bakarken pencereden
gözler yalnız özler
karda senden izler

Her yerde kar var; kalbimin en derin köşelerine kadar aralıksız yağan, yağdıkça beni kapatan, kapattıkça dünyaya küstüren, bembeyaz, ipeksi görünüşünün ardında kapkaranlık bir mahzenden güneşli güne saçılan kapkara bir delik misali tüm benliğimi sarıyor.

Kalbim, her zamanki gibi, yine birinde kaldı bu gece. Tanımadığım, tanımak isteyipte tanıdık sayabilmek için gerekli hiç birşeyini bilmediğim, yaban, sığ ve belki hayattan sorumsuz birinin kattığı acılar ile yine yalnız başıma hayatın içindeyim.

Yağan kar artık kalbimi serinletiyor; ama içimdeki yaşam sevinci ve başkaları ne derse desin, ortaya birşeyler çıkarmanın verdiği mutluluk ile ben bu karları da eritebilir -im / miyim?

Yalnız bakılan bir pencereden olmayan birinin silüeti ile yalnız gözler.

yürümek karda zordur
gelirsen bak aşk budur
dönsen köşeden şöyle
şarkı söylerim böyle
lay lalaylay lalaylay lalaylay
huuu uuu uuuu uuu
yağma kar dur artık
bak buz oldu kalbim
her şey senin elinde
dur

tek başına zordur hayata karşı; zorluklara karşı dengede kalabilmek. Devrilmeden durabilmek ve ben burdayım diyebilmek. Yorgun, habersiz, uçarsız, elinde hiç birşeyle, yalnız sevginle köşeden dönüp gelsen.

Dur artık be kar; durdur artık bu gönlüme yağan karı; durdur artık şu karanlığı. Kapat artık şu her geçen gün derinleşen mağaranın ağzını. Kalbim donmak üzere; eritmek ise sadece senin elinde.

belki gelir sevgilim
göz yaşım dur düşme
gelmeyecek düşünme
kes ağlamayı artık
bak oldu bana yazık
karda zordur yürümek
anladım gelmeyecek
dünya oldu bana dar
neden yağdın söyle kar
dün oldu bana dar
bak ne yaptın bana kar
laay lalaylay lalaylay lalaylay
huuuu uuu uuuu uuu

Geldiğin gün için saklıyorum gözyaşlarımı, gelmeyeceğin aklımın ucundan dahi geçmiyor.

Şimdi ağlarsam geldiğinde dökecek gözyaşım kalmayacak.Yazık olacak, bize, ikimize. Severken ayrılamk zorunda kalacağız. Ve işte böyle bir, artık biz olmayacağız.

Dünümü dar ettin, yarınımı hezeyan, neden yağdın söyle kar?

Read more...

  © Blogger templates Newspaper III by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP