Günüm aynı gün, geceler eski.
Yalnız geçen şu bahar gecelerinde, yalnızlığı sınırlandırmak, birinin nefesini duymak, belki iki çift laf etmek için verdiğim çabalamalar hala boşuna gibi görünmekte.
Belki sadece sınırlamak, nefes hissiyatı ve iki lafın belini kırmaktan çok daha fazlasının peşindeyim, belki ten teması istiyorum... Belkilerle sınırlanmıyorum, evet istiyorum.
Onlar hep yanlış bildi, kadere zaman zaman inanmazmışım gibi takılsamda belkide bu benim kaderim olarak çizilmiş bir hayat biçimi. Belki tanrının beni diğer insanların kötülüklerinden, düzenbazlıklarından, yalanlarından bir sınırlandırma emri.
Ben, zaten her zaman, tanrının beni bir takım şeylerde benim iyiliğim için kayırdığını hep düşündüm ve bunun için kendisine şükürler sundum. Kaldı ki o zaten gözeten ve koruyan. Biz insanları iyiyi ve kötüyü ayırt etmemiz için bir takım yetilerle donatmış...
Eğer bir takım kriterler içinde yalnız yaşamak zorunda kalmış ve ya aslında ihtimal yokken yalnız kalmayı "başarabilmiş" isem, bu belki tanrımın bana bahşettiği bir koruma kalkanı, belki de bana iyiyi ve kötüyü ayırabilmem adına verdiği bir yeti...
Her ne olursa olsun, ben bana verdiklerinden ötürü ona yine şükranlarımı sunuyor; her zaman benimle birlikte olacağının güveni içinde yapayalnız ama güvende bir akşamı daha sonlandırıyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder